İddiâ: Resûlüllah sallâhu aleyhi ve sellem şübhesiz benimle istiğase edilmez/benden medet istenmez. Ancak Allah celle celâlühû’dan medet istenir[81] buyurdu. O hâlde, başkasından yardım istenmez.
Cevâb: Buna bir çok şekilde cevâb verilebilirse de biz birkaçı ile iktifâ edeceğiz:
Bir: Bu hadîsin senedinde Abdullah İbnü Lehîa vardır ki, O’nda zayıflık vardır. Buhârî’de geçen, mü’minlerin Resûlüllah sallâhu aleyhi ve sellem’den istiğase edeceklerine ve Hz. Hacer’in kullardan istiğase ettiğine dâir hadîslerle boy ölçüşemez.[82] Üstelik Hadîsin Ahmed İbnü Hanbel ve Buhârî’nin (el-Edeb) rivâyetinin siyakı Heysemî’nin de dediği gibi değişiktir. “Bana istiğâse edilmez” değil, “benim içün ayağa kalkılmaz” şeklindedir.[83]
İki: Bundan da önce Kur’ân’daki taraftarlarından olan düşmanına karşı O’ndan (Mûsâ aleyhisselâm’dan) istiğase etti[84] âyetinin ifâde ettiği istiğâse meşrûluğunu hiçbir şekilde ortadan kaldıramaz.
Üç: Senedin râvîlerinden olan İbnü Lehîa’nın Hasenü’l-Hadîs/rivâyeti hasen bir râvî olduğunu kabûl edip hadîsi alsak bile, âyet ve sahîh hadîslerle onu te’vîl eder, mecâza yorarız; yardım istenecek olan hakîkatte Allah celle celâluhu’dur; kuldan ise ancak sebeb olarak yardım istenir, deriz.[85] O bakımdan hadîsde, dikkatlerin hakîkate çekilmesi veya Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem’in kendileri için tevâzu’ ızhârı, muhâtâblar için de îmân takviyesi sebeb veya hikmetleri bulunabilir. Allah celle celâlühû en iyisini bilir.